Loader
  • 2021 December 8
  • 7 dakika okuma süresi
  • Dinle

30.11.2021 Tarihli Resmî Gazete ile İcra İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Yapılan Değişiklikler

30.11.2021 Tarihli Resmî Gazete ile İcra İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Yapılan Değişiklikler

7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun [“Değişiklik Kanunu”] 24.11.2021 tarihinde kabul edilmiş ve 30.11.2021 tarihinde 31675 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun’la getirilen önemli değişikliklere bu yazımızda değineceğiz.

I. İcra Başmüdürü Görevlendirilebilecek ve İcra Daireleri Başkanlığı Kurulabilecek

İlk olarak İcra İflas Kanunu [“İİK”] md.1’e eklenen yeni fıkra ile iş yoğunluğunun veya personel sayısının fazla olduğu icra dairelerinde icra başmüdürü görevlendirilebileceği düzenlenmiştir. İcra başmüdürü icra müdürünün yetkilerini haiz olacaktır.

Benzer şekilde iş yoğunluğunun veya icra dairelerinin sayısının fazla olduğu yerlerde Adalet Bakanlığı tarafından bir veya birden fazla icra daireleri başkanlığı kurulabilecektir. Bu düzenleme ile icra dairelerinin gözetim, denetim ve idari işlerine bakma görevi icra mahkemelerinden alınarak icra daireleri başkanlığına verilmiştir. Artık icra mahkemeleri ancak icra daireleri başkanlığı kurulmayan yerlerde bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapacak, idari işlerine bakacaktır. Öte yandan bu düzenleme şikâyet ve itirazlar bakımından icra mahkemesinin denetim yetkisini ortadan kaldırmamaktadır.

II. İcranın Geri Bırakılması Hakkındaki Değişiklikler

Yapılan önemli değişikliklerden biri de artık ilamlı icra sürecinde icranın geri bırakılması kararını takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden alınacak olmasıdır. Değişiklik öncesinde icranın geri bırakılması kararı istinaf kanun yolunda bölge adliye mahkemeleri ve temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilmekteydi. Ayrıca bölge adliye mahkemesinin temyiz yolu açık olarak esastan ret verdiği kararlarda icranın geri bırakılması kararı temyiz yoluna başvuru süresinin dolmasına kadar geçerli olacaktır.

III. Hacze İlişkin Yapılan Değişiklikler

Kıymet takdiri maddesinde değişikliğe gidilmiş olup artık haczi yapan memur sicile kayıtlı mallar üzerinde kıymet takdiri yapamayacaktır. Bundan böyle sicile kayıtlı malın kıymet takdirinin, bilirkişilik bölge kurulu listesinde kayıtlı ve bu konuda Adalet Bakanlığınca izin verilen bilirkişilere, bunların bulunmaması hâlinde listede kayıtlı diğer bilirkişilere yaptırılması zorunluluktur.

Haczedilen taşınırların muhafaza tedbirleri konulu maddede değişikliğe gidilmiş olup buna göre haczedilmiş ve muhafaza altına alınmamış mallar artık satış talebi üzerine muhafaza altına alınacaktır. Sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından ise giderlerin tamamı peşin olarak ödendi ise kıymet takdiri ve satış talebi birlikte yapılabilecektir.

Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’da değişikliğe gidilmiş ve abonelik sözleşmeleri için 2 [iki] yıl olan haciz isteme süresi 5 [beş] yıla çıkarılmıştır.

IV. Satış Talebine İlişkin Değişiklikler

Bir başka önemli değişiklik de satış talebine ilişkindir. Yeni düzenlemeyle artık borçlu da haczolunan malın satışını isteyebilecektir. Ayrıca satış isteme süresindeki taşınır ve taşınmaz ayırımı kaldırılmış, haczolunan malların 1 [bir] yıl içerisinde satışının istenebileceği düzenlenmiştir. Ek olarak, anılan süre içerisinde satışı istenmesine rağmen satılamayan mal için satış isteme süresinin ilk sürenin bitişinden itibaren 1 [bir] yıl daha uzaması düzenlenmiştir.

Kayda değer bir diğer değişiklik de istihkak davasında mülkiyet karinesini düzenleyen maddede yapılmıştır. Buna göre borçlu ile üçüncü kişinin taşınır malı birlikte elinde bulundurmaları durumunda üçüncü kişi yedieminliği kabul ederse bu mal muhafaza altına alınmaz.

V. Borçlunun Rızaen Satış Yetkisi

Borçlunun rızaen satış için kendisine yetki verilmesini talep edebilmesi de önem arz eden bir değişikliktir. Değişiklik Kanunu’na göre borçlu, kıymet takdirinin tebliğinden itibaren 7 [yedi] gün içinde haczedilen malının rızaen satışı için kendisine yetki verilmesini talep edebilir. Kıymet takdiri yapılmadığı durumlarda borçlu da kıymet takdiri yapılmasını isteyebilir. İcra müdürü, kıymet takdirinin kesinleşmesinden sonra cebrî satış işlemlerini durdurarak borçluya 15 [on beş] günlük süre verir ve bu sürenin başlangıcından icra mahkemesinin satış onayı ile alakalı kararına kadar geçen sürede alacaklı bakımından satış isteme süresi işlemez.

Ayrıca rızai satışta bedel malın muhammen kıymetinin yüzde doksanı ile o malla güvence altına alınan ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından hangisi fazla ise bu miktarı ve ayrıca bu aşamaya kadar bu mahcuz için yapılan takip masrafları toplamından az olamaz. Borçludan malı almak isteyen alıcı belirlenen bedeli 15 [on beş] gün içerisinde dosyaya ödemeli, bu halde icra müdürü de dosyayı satışa ilişkin karar verilmesi için icra mahkemesine göndermelidir. Mahkeme 10 [on] gün içerisinde talebin kabulü veya reddine kesin olarak karar verir.

Bir başka önem arz eden düzenleme de alacaklı ile borçlunun hacizden önce veya sonra taksitlendirme hakkında icra dairesinde yapacakları sözleşmenin damga vergisinden istisna tutulmasıdır.

VI. Elektronik Ortamda Açık Artırma ve İhale Usulüne İlişkin Değişiklikler

Yapılan bir diğer değişiklik de açık artırmaya ilişkindir. Artık elektronik ortamda açık artırma suretiyle satış Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine entegre elektronik satış portalında açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu değişiklikle haczedilen malların açık arttırması tamamen elektronik ortamda yapılacaktır. Açık artırmaya ilişkin ilgili maddelerdeki taşınır-taşınmaz satışı ayırımı da ortadan kaldırılmıştır.

Dahası yeni düzenleme ile artık ihale alıcısı, ihalenin feshi talep edilmiş olsa dahi artırma sonuç tutanağının ilanından itibaren 7 [yedi] gün içinde satış bedelini nakden ödemek zorundadır. Ayrıca yeni düzenleme ile ihalenin feshini talep edebilecek kişiler “resmi sicildeki ilgililer” olarak düzenlenmiştir. Önceki halinde bu kişiler “tapu sicilindeki ilgililer” olarak yer almaktaydı. Bir başka değişiklik de kötü niyetli fesih taleplerini engellemek için, diğer kişilerin ihalenin feshini talep edebilmesi için yüzde beşlik bir teminat yatırmaları zorunluluğudur.

VII. Çocuk Teslimi Maddesi İİK’dan Çıkarıldı

Yeni değişikliklerden biri de İİK kapsamındaki çocuk teslimini düzenleyen maddelerin kaldırılmasıdır. Bu husus artık 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında getirilen geçici maddeler ile düzenlenmektedir. Bu kanuna göre çocuk hakkında yerine getirilecek kararlarda çocuğun üstün yararı esas alınacak ve hükümler buna uygun olarak uygulanacaktır.